08.08.2022
Türkiye bir süredir “hekim göçü” yaşıyor. Türk Tabipleri Birliği’nin açıkladığı verilere göre Temmuz ayında 231 hekim, yurtdışında çalışma için “iyi hal belgesi” aldı. Günde 8 hekim! Böylece yılın ilk yedi ayında bu belgeyi almak için başvuran hekimlerin toplam sayısı bir önceki yılı da geçerek 1402’ye ulaştı. Öngörülere göre yılsonuna kadar 2 bin 500 hekimin Türkiye’den ayrılacağı düşünülüyor.
Bu bir rekor! Bu rekor AKP iktidarının bir başarısı! Çünkü bu rakam, Türkiye’nin bir yılda yetiştirdiği doktor sayısının neredeyse beşte birine tekabül ediyor. Yani, yeni yetişen her dört doktora karşılık bir hekim yurtdışına gidiyor ya da gitmek üzere adım atıyor.
Bu durum bir yandan da büyük bir yıkımdır. AKP iktidarı tarafından sermaye için talan edilen sağlığımızın, yetişmiş insan gücümüzün yıkımıdır. Sağlığımız üzerinden sermaye sınıfına devasa kaynaklar (yılda 150 milyar TL) aktaran AKP, hekimleri de göç ile baş başa bırakıyor.
Bir yanıyla sağlık sistemi sonu gelmeyen sorunlar kümesine dönüşürken bir yanıyla da toplumumuzun yüksek niteliklerle donatılmış genç bireyleri mesleklerini bir başka ülkede, özellikle de Batı Avrupa’da sürdürmek zorunda kalıyor. Bu zorunluluk ne bireysel tercihlere bağlanabilir ne de sayısal tesadüflere. Hekim göçü, AKP eliyle yaratılan bir tablodur ve görülen o ki iktidar, bu konuda, herhangi bir adım atmak niyetinde de değildir.
Farklı ve karmaşık süreçlerin bir sonucu olan “hekim göçü” bir yanıyla kapitalizmin ortaya çıkardığı çelişkilerin bir sonucudur. Örneğin hekim göçü Avrupa’da farklı ülkeler için de bir sorundur. Türkiye gibi orta-düşük gelirli ülkeler için de İrlanda gibi yüksek gelirli ülkeler için de bir sorundur. Kapitalizm yetişmiş emek gücünün görece daha “uygun” yaşam koşullarının olduğu ülkelere göç etmesine neden olmaktadır: Mühendislik, işletme gibi dallar için yıllardır geçerli olan bu göç süreci hekimleri de artık zengin kapitalist ülkelere çekmektedir. Ve bu süreçten en çok Türkiye gibi ülkeler etkilenmektedir.
Nedenleri çok olmakla birlikte Türkiye’de bu sürecin tek bir sorumlusu vardır: sağlığımızı sermaye sınıfına altın tepside sunan AKP iktidarı. Hekim göçü sayılarının yanına bir de sağlık üzerinden sermayeye aktarılan kaynakların miktarı yazılmalıdır! Bakanlık koltuğunda bir hastane patronunun oturduğu bir ülkede başka bir sorumlu düşünülebilir mi? AKP iktidarı boyunca “Sağlıkta Dönüşüm” adı altında yürütülen tüm uygulamalar toplumumuz için sağlıkta şiddeti, tüketimi ve sağlıksızlığı arttırmaktan başka işe yaramamıştır.
Ve “hekim göçü” dahil sağlıkta hemen her gün karşılaştığımız sorunların tek bir çözümü bulunmaktadır: Emekçi cumhuriyeti! Toplumsal kurtuluşumuzun başka bir yolu yoktur.
Dayanışma Meclisi